Alçak Gönüllülük Ne İşe Yarar?
Hayatın gariplikleri arasında alçak gönüllülük, neredeyse kaybolmaya yüz tutmuş bir değer gibi. Ama şöyle bir düşününce, bu aslında çok da kötü bir şey değil. Gerçekten, bu kadar “ben en iyisiyim” diye dolaşmak bazen insanı yalnızlaştırabiliyor. Ama tabii, alçak gönüllülük de her zaman alçak gönüllülük olmuyor. Bazen bu, sadece nazikçe bir “ben aslında mükemmelim ama buna alçak gönüllülük diyeyim” tarzı olabilir.
İzmir’de yaşayan 25 yaşında bir genç olarak size alçak gönüllülüğün aslında hayatı nasıl kolaylaştırabileceğinden bahsedeceğim. Düşünsenize, sürekli “ben çok havalıyım” diye dolaşmak yerine biraz daha alçak gönüllü olmak, belki o an size de hayatı kolaylaştırır, bilmiyorum… Ama deneyelim, belki işe yarar.
1. Alçak Gönüllülük, “Beni Sevsinler” Diyen İç Sesin Arkadaşıdır
İzmir’de yaz akşamları, çimenlere yayılıp bir arkadaş grubuyla sohbet ederken alçak gönüllülüğü tartışmak kadar güzel bir şey yok. Hepimizin içindeki o “ben buradayım ve her şeyin en iyisini bilirim” sesi bazen iş başında olabiliyor. Yani, siz de şu an “ben buradayım” demiyor musunuz? Bunu iş yerinde, okulda ya da bir kafede de yapabilirsiniz.
Ben: “Ya arkadaşlar, bakın. Alçak gönüllülük de önemli tabii, ama işte bazen insan kendini de övmeli, çünkü kimse övmüyor.”
Arkadaşım: “Evet, evet, alçak gönüllü ol, ama biraz da ‘bunu ben yaptım’ de ki insanlar seni fark etsin.”
Ben: “Ben aslında alçak gönüllüyüm, ama içimde bir yerlerde küçük bir EGO var, anlıyor musunuz?”
İşte bu kadar basit. Alçak gönüllülük, ego ile barış içinde yaşamak gibidir. O kadar mütevazı olmanıza gerek yok ki. Biraz da kendinize değer vermek, başkalarının sizi takdir etmesine olanak tanır. Yani, alçak gönüllülük her zaman toprağa gömülmek değil, bazen orada kalıp da kimseye zarar vermemek.
2. Herkesin Kendini En İyi Gösterdiği Bir Dönemde Alçak Gönüllülük Gerçek Güçtür
Şimdi düşünün, sosyal medyada her gün “fit oldum, mükemmelim, herkesin dikkatini çekiyorum” paylaşımına denk geliyoruz, değil mi? İşte tam burada alçak gönüllülük devreye giriyor. “Ben buradayım ama çok ses çıkarmadan, etrafı rahatsız etmeden” diye düşündüğünüzde aslında insanlara karşı daha çekici bir tavır sergiliyorsunuz. Çünkü alçak gönüllülük, insanlar arasında bir denge yaratır.
Bir yanda herkes “ben de çok mükemmelim, ama sadece bir günlüğüne” diye dolaşıyor. Diğer tarafta ise alçak gönüllü bir insan var. Mesela, yanınızda biri sürekli abartılı şekilde başarılarından bahsederken siz sadece “Aman ya, işte ne yapalım, hayatta bazen başarmak da böyle oluyor” diye sohbete katılabilirsiniz. Sonra da iç sesinizle yüzleşirsiniz: “Vallahi bugün hiç alçak gönüllü olamadım, ne yapacağım?”
3. Alçak Gönüllülük Bazen Sizi Tembel Yapabilir!
İçsel bir sıkıntı da bu: Alçak gönüllü olmaya çalışırken bazen tembellik ederiz. “Her şey yolunda, zaten kimseyi kırmak istemiyorum” diyerek harekete geçmekten kaçınmak… Öyle değil mi? İşte alçak gönüllülük bir denge işi. Çok mütevazı olunca insan bazen hareketsizleşebilir.
Bir gün, bir arkadaşım bana şöyle demişti: “Ya, öyle alçak gönüllü oluyorsun ki, bazen seni sormaya bile çekiniyoruz!”
Ben: “İyi de, işte ben alçak gönüllüyüm, ne yapayım?”
Arkadaşım: “Yani, biraz da ‘bu işi ben yaptım’ de, belki seni daha çok konuşurlar!”
Evet, alçak gönüllülüğün bu tür yanıltıcı etkileri olabilir. Bazı insanlar sürekli olarak kendini hatırlatmak isterken, alçak gönüllü bir insanın bir adım daha ileri gitmesi daha zor olabilir. Ama bu da hayatın içinde öğrenilecek bir şey, değil mi?
4. Alçak Gönüllülük ve O Anki Duygusal Yükseliş
Şimdi gerçek bir örnekle gelelim: Geçen gün, bir kahve dükkanında garson bana soruyor: “Ne alırsınız?”
Ben: “Sadece bir Türk kahvesi lütfen, ama şekerli olsun.”
Garson: “Tabii, şekerli alacaksınız, çünkü İzmir’de şekerli Türk kahvesi içmeyen yok, doğru mu?”
İçimden düşündüm, “Evet, tam İzmirli gibi. Ama alçak gönüllü olmalı ve ‘evet, şekerli içiyorum, bunda ne var?’ diyebilmeliyim.” Sonra düşündüm: Hayat çok kısa. Alçak gönüllülüğün de gereği yoktu belki. Şekerli Türk kahvesinin tadını çıkarırken biraz gururlanabilir miydim?
Sonuçta alçak gönüllülük, sadece başkalarına karşı değil, kendimize karşı da nasıl davranmamız gerektiğini belirler. Birinin önünde eğilmek yerine, sadece durmak, öne çıkmadan var olabilmek bile bazen yeterli olabilir. Yani, alçak gönüllülük bir zayıflık değil, aksine bir güç.
5. Alçak Gönüllülük, Gerçekten Hayatı Kolaylaştırır mı?
Alçak gönüllülük, insanlara karşı dürüst ve açık olmanın yoludur. Ama bazen de yanlış anlaşılabilir. Kısacası, alçak gönüllülük “Beni herkes sevsin, kimseyi kırmayayım” demek değildir. O yüzden dikkatli olmak lazım! Bazen “herkesin ne düşündüğünü umursama” diye bir ruh hali geliştirmeniz gerekebilir. Ama bu başka bir yazının konusu!
Yani, alçak gönüllülük her zaman işe yaramayabilir. Ama belki de doğru yerlerde ve doğru kişilerle daha derin bir bağ kurmanıza yardımcı olabilir. Hayat, her zaman biraz alçak gönüllülük, biraz da cesaret ister.